Adalet Bakanı Gül: Yargının siyasallaşmasına, araçsallaştırmasına karşı çıkmak gerekir

Adalet Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının bütçeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Komisyondaki görüşmeler sırasında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.

"YARGININ SİYASALLAŞMASINA KARŞI ÇIKMAK GEREKİR"

Gül, yargının siyasallaştığı eleştirilerine ilişkin “Yargının siyasallaşmasına, araçsallaştırmasına karşı çıkmak gerekir. Elbette, FETÖ’nün bu anlamda yapmaya çalıştığı yargının araçsallaşması ve daha önceki vesayet anlayışının araçsallaşmasına hepimizin topyekûn mücadele ediyoruz, etmeye devam ediyoruz. Özellikle milletten yetki almayarak yapılan yargısal süreçler kabul edilemez. Yani milletten yetki alanlar milleti yönetir. Milletin iradesine dayanmayıp da millete karşı sorumluluğu olmayanların bürokratik birtakım reflekslerle, yargı da dâhil, ülkenin sorunlarına yeni sorun katmasına asla tasvip etmiyoruz, asla bu tür yargısal aktivizmleri kabul etmemiz mümkün değildir ve bunun faturası siyasete, toplumumuza çıkıyor. Oysa yargıdan milletimizin beklentisi sorunları çözmektir, uzlaşmadır, yeni sorunlar üretmemesidir. Siyaseti, sosyal meseleleri siyaset kendi çözer, yargısal aktivizmin bu ülkeye hiçbir faydası yoktur” dedi.

“YARGI AK PARTİ’NİN DEĞİL ÜLKEMİZİN YARGISI”

15 Temmuz’da yargı mensubunun üçte birinin ihraç olduğunu söyleyen Gül, “İki bin civarında hâkim, kıdemli hâkim istinafa gitti, yarısı sistem dışına itildi. Yani yargı AK Parti’nin, babamızın, kendimizin yargısı değil ki ülkemizin yargısı. Dolayısıyla oraya vereceğimiz bir zarar elbette ülkemize zarar verir. Bunu yaparken en başta yargı mensuplarının hukuku koruması, bu konuda en titiz bir şekilde olmaları gerekir” dedi.

AYM VE AİHM AÇIKLAMASI 

Gül’ün tutunlamalar, ağırlaştırılmış müebbet davaları ve mahkeme kararları için istinaf, Yargıtay, AYM ve AİHM yolunu işaret ederek yaptığı şu yorumlar dikkat çekti:

"Hâkimlerle ilgili uygulayıcılara baktığımızda bazen ‘ya, bu nasıl olur’ dediğimizde, mevzuatta vardır. ‘Ya, bu niye tutuklanamadı’ çünkü iki yılın altına tutuklama yasağı getirmişiz, yüce Meclis getirmiş, değişirse hâkim ve savcı bunu uygular ya da kanun çok iyidir, güzel bir kanun ama uygulama kötü. Yani, bakıyorsunuz, deliller toplanmış, aradan seneler geçmiş, kaçma şüphesi yok, adam çok önemli biri, kamuda görev yapıyor, sabah işine gidecek, en azından iş yerinde ‘gelir misiniz’ dersin ama pat diye gidiyorsun. Deliller toplanmıştır… Tutuklama bir istisnadır, asıl değildir; aslolan, tutuksuz yargılamadır. ‘E, tutuklama yapıyor.’ Peki, ne yaparsınız? Dosyanın sahibidir savcı, karar veriyor, itiraz edersiniz. İtiraz mercisi var, Türkiye’de hukuk sistemi işliyor. ‘E, ağırlaştırılmış müebbet için dava açtı, talep etti.’ E, olabilir, savcı bunu ister, yanlışsa mahkemeden döner. Mahkeme karar verdi, istinaf var, Yargıtay var, Anayasa Mahkemesi var, AİHM var. Yani Türkiye’de bir hukuk sistemi var arkadaşlar. Bir, sanki savcı talep edince ona öyle karar verilmiş gibi oluyor.”

“HANGİ İSKANDİNAV ÜLKESİNDE F-16’LAR CUMHURBAŞKANINA YÖNELTİLDİ”

“İskandinav ülkesiyiz gibi anlatıyorsunuz” eleştirilerine karşı Gül, “Hangi İskandinav ülkesinde parlamento binası bombalandı, kendi emanet ettiği, ‘teröristlere karşı kullanın’ dediği silahlar, F-16’lar ülkelerinin seçilmiş cumhurbaşkanlarına, ailelerine yöneltildi” dedi.